Acun Ilıcalı, Portekizli Diktatör Salazar’ın izinde! 3 F; 2 F, 1 T oldu, hepsi onda buluştu…

Portekizli faşist Diktatör Salazar’a tam 40 yıl boyunca ülkesini nasıl yönettiğini sormuşlar.
Verdiği yanıtı hepiniz biliyorsunuz:
“Fado, Fiesta, Futbol…”
*
Fado, arabesk kültürün Portekiz’deki karşılığı… Kitleleri kaderciliğe ikna ediyor ve zorlukların çözümünü Allah’a havale ediyor:
“Bir teselli ver, yarattığın kuluna bir teselli ver…”
Fado, tam 50 yıldır ülkemiz insanını esir almış halde…
*
Fiesta ise festival anlamına geliyor… İktidar, bugünün Türkiye’sinde festivallerin kitleleri uyutmak yerine uyandırdığını düşündüğü için Gezi Direnişi’nden bu yana özellikle üniversite festivallerini, şenliklerini yasaklıyor.
Geniş halk kesimlerinin festivallerde, şenliklerde biraraya gelip “direniş ruhu”nu hatırlamasından çekiniyor.
Salazar’ın bu F’sinin yerini günümüzde bir “T” aldı:
Televizyon!
İnsanlar okumuyor, komşu ziyaretlerine gitmiyor, sahilde oturup çekirdek bile çitlemiyor!
Dolayısıyla kimse kimseyle sohbet etmiyor.
“Allah korusun, ya sohbetin konusu ülke siyasetine ve bizi yönetenlerin yaptıkları yanlış işlere gelirse!”
Peki; necip milletimiz akşamları saat sekizden on ikilere kadar ne yapıyor?
Televizyon seyrediyor.
Daha doğrusu dizi ve kalitesiz yarışma programları izliyor!
*
Salazar’ın üçüncü F’si Futbol… Onun büyüsü aynen devam ediyor.
Arabesk kültürün uyuşturduğu, televizyonun uyuttuğu geniş kitleler, neredeyse haftada beş güne yayılan maç yayınlarıyla komaya sokuluyor!
Ülkede son 22 yılda yapılan en büyük yatırım, neredeyse her ile en az bir büyük stadyum projesi…
En küçüğü 30 bin kişilik olan bu stadyumlar, bazı sosyologlar tarafından “kitlesel uyku tulumu” olarak adlandırılıyor!
Ne kadar büyük stat, o kadar büyük uyku tulumu ve derin uyku!
İspanyol Diktatör Franco, stadyum yapımı konusunda Salazar’ı bile gölgede bırakarak 80 bin kişi kapasiteli Santiago Bernabeu Stadyumu’nu yaptırdı. Bu bile onu kesmedi; bugün hala kullanılan stadın kapasitesi 1954’te 125 bin kişiye çıkarıldı.
*
Lütfen dikkat edin:
Ülke, özellikle dar ve sabit gelirliler açısından tarihin en zor dönemlerinden birini yaşıyor.
Nüfusun yüzde 70’ine yakını açlık ve yoksulluk sınırının altında bir gelire mahkum edilmiş durumda…
Peki; necip milletimizden bu duruma en küçük bir itirazın yükseldiğini duyuyor musunuz?
Hayır!
Peki neden?
Çünkü 2 F, 1 T bize yetiyor!
Her şeyimiz bunlar…
Cebinde ekmek alacak parası olmayan, bunu bile kredi kartı ile alan garibanlar, tuttuğu takımın maçlarını canlı izleyebilmek için “kombine bilet alma” yarışına giriyor.
Karısına “Seni seviyorum” demeye utanan kirli sakallı adamlar, sahte sarışın futbolcuya koro halinde ilan-ı aşk ediyor!
Aç çocuk ölümleri konuşulmuyor, sefalet içinde yaşayan emeklilerden söz edilmiyor
Dikkat edin; ekonomik krizin derinleştiği günlerden bu yana sadece futbol konuşturuyorlar bize:
Yok; süper kupa finali neden Suudi Arabistan’a alındı?
Yok; neden oynanmadı?
Yok; Fenerbahçe neden rest çekti?
Yok; neden final maçına çocuk yaştaki futbolcularla çıktı?
Yok; Ali Koç neden takımı süper ligden çekmeyi gündeme getirdi de çekmedi?
Yok; Ankargücü Başkanı hakeme neden yumruk attı?
Yok; Trabzonsporlu taraftarlar neden sahaya girdi?
Yok; Dünyaca ünlü teknik direktor Morinho’ nasıl ikna edildi?
Yok; Ali Koç ile Aziz Yıldırım birbirine ne dedi?
Yok; Galatasaray’da kulübün önde gelen isimlerinden Erden Timur neden yeni yönetime girmedi?
*
Fado, futbol ve televizyon ile açlığımızı, parasızlığımızı, yoksulluğumuzu unutturuyorlar bize!
Dizilerdeki şatafatlı evleriyle...
Birbirinden acıklı hiyaleriyle…
Futboldaki fahiş fiyatlı transferleriyle yapıyorlar bunu!
Biz ise büyülenmiş gibi sesimizi çıkarmıyoruz.
Bizi uyutan bu sistem, elbette birilerini de zengin ediyor.
Bana göre bu kesimin sembol ismi tartışmasız Acun Ilıcalı!
Dikkat edin:
Bu arkadaş 2 F, 1 T’yi adeta bünyesinde barındırıyor:
Annesini ve babasını trafik kazasında kaybetmiş… Ama “kader” ona parlak bir kariyer kazandırmış… Bu; fado!
Birbirinden kalitesiz yarışma programlarından kazandığı parayla bir kaç televizyon sahibi olmuş: Bu; T!
Yetmemiş yurtdışında bir futbol kulübü satın almış, şimdi de Fenerbahçe’nin ikinci adamı olmuş… Bu da ikinci F!
*
Biliyorum; Salazar’dan, Franco’dan Acun Ilıcalı’ya uzanan garip bir yazı oldu…
Ama siz de biliyorsunuz ki bu garipliğin suçlusu ben değilim!
Yıllardır bu sihirli ama tehlikeli formülle kitleleri uyutanlar asıl sorumlular!