Gazeteci olduğunu unuttu, parti lideri gibi kavga ediyor… Yılmaz Özdil, Özgür Özel’e ne yedirecek?

CHP lideri Özgür Özel, Erdoğan’la görüşmesine tepki gösteren Yılmaz Özdil’e, “Bu, ‘hatamız nerede’ demek yerine, oy vermeyen seçmene ‘bidon kafa’ diyen zihniyet” dedi. Özdil ise Özel’e sosyal medyadan yanıt verdi. Medyaradar'ın usta yazarı Varol Ersoy, Yılmaz Özdil'in bu kavgasını kaleme alarak eleştirdi.

Haberi Medyaradar’da okumuşsunuzdur:
Yılmaz Özdil, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e resmen savaş açmış…
Neden?
Özgür Özel’in Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmesinden sonra yaptığı açıklamalar yüzünden… Özel, Özdil’i kast ederek demiş ki, “Oy vermeyen seçmene ‘bidon kafa’ diyen zihniyet bizi başarısız kıldı…”
O sözlerin müellifi Yılmaz Özdil de bunun üzerine deliye dönmüş ve bir dizi X mesajı atmış:
*
“Buket Aydın’ın lideri Özgür Özel, sana bu iftiranı yedireceğim.”
“Erken seçim istemiyor, AKP'nin toparlanmasına fırsat tanıyor dediğim için bana saldıran Özgür Özel, sana bu iftiranı yedireceğim.”
“Namuslu gazetecilere küfreden trollerin abisi Özgür Özel, sana bu iftiranı yedireceğim.”
‘Bütün dünyada, birinci parti olmasına rağmen erken seçim istemeyen ilk ve tek genel başkan dediğim için, AKP’nin dört yıl daha iktidarda kalması için özel çaba harcıyor dediğim için bana saldıran Özgür Özel, bu iftiranı sana yedireceğim.
“Bana milletvekiliyken yıllarca 'Yılmaz abi' diyen Özgür Özel, şimdi niye çıkıp iftira attığını -gözlüğünü çıkardın ama- gözüne sokacağım.”
*
Gazeteci, kendisi gibi düşünmeyen bir gazeteciyle kavga eder…
Siyasetçi, siyasetçiyle kavga eder…
Ama bu ikisi birbiriyle kavga etmez!
Çünkü konumları farklıdır.
Gazeteci halk adına hesap sorar, siyasetçi hesap verir ve yapacağı işleri anlatır.
*
Gelin görün ki bizim ülkemizde sapla saman birbirine karıştı:
Herkes, her türlü davranışı kendisine hak görüyor.
Kitapları bir zamanlar milyona yakın satan, çıktığı her program raiting rekorları kıran Yılmaz Özdil de böyle bir “güç zehirlenmesi” yaşıyor.
Resmen ego patlaması krizi geçiriyor.
Soru sormak yerine savcı gibi suçluyor, hakim gibi karar veriyor.
Bunu yaparken de hep en son söylenmesi gereken ağır sözcükleri en baştan söylüyor.
*
Eskilerin deyimiyle kalem oynattığı konularda pek ciddiye alınmasa…
Artık sadece sosyal medyaya mahkum kalsa…
Kitapları o parlak günlerdeki kadar satmasa da yeniden konuşulur olmak istiyor!
En büyük kavgayı ise sözüm ona muhalifi olduğu AKP’ye ve onun Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı değil, CHP’ye karşı veriyor.
Yıllarca Kemal Kılıçdaroğlu ile yıldızı barışmadı; bu kez Özgür Özel’le savaşıyor.
Fikir tartışması boyutunda kalmayıp, işi “tehdit”e kadar vardırıyor:
“Sana bu iftiranı yedireceğim.”
“Gözüne sokacağım.”
*
Öncelikle belirtmeliyim ki Yılmaz’ın tespitlerinin altına imzamı atarım.
Ama tek bir şartla:
Bu saptamaları suçlama formatında değil de soru formatında gündeme getirecek!
Yani:
“Yandaş sunucu Buket Aydın’la siyasi olarak aynı görüşte misiniz?” dese…
“Erken seçim istemiyorsunuz. Bu AKP'nin toparlanmasına fırsat tanımak anlamına gelmez mi?” diye sorsa…
“Namuslu gazetecilere küfreden trollerle bir ilişkiniz var mı? Onlara abilik ettiğiniz söyleniyor, ne dersiniz?” diye sıkıştırsa…
“Bütün dünyada, birinci parti olmasına rağmen erken seçim istemeyen ilk ve tek genel başkansınız. Bunu biliyor muydunuz?” diye takılsa…
Söylediklerinin hepsini desteklerim.
Ama…
“İftiranı yedireceğim, gözüne sokacağım” sözlerini asla bir gazeteci tavrı olarak görmüyor ve meslek etiği konusunda 40 küsur yıldır kafa yoran bir gazeteci olarak kesinlikle reddediyorum.
*
Bunun adı kibirdir.
Haddini aşmaktır.
Çirkinleşmektir.
Şimdi ben de çıkıp kendisine, “Özgür Özel’le Ekrem İmamoğlu arasına bir soğukluk girdiği ortada… Sen de İmamoğlu’na yaranmak için Özgür Özel’e bu kadar yükleniyorsun! Belki de onunla akçeli işlere girdin?” desem, bu en azından ayıp olmaz mı?
Kaba olmaz mı?
Çirkin olmaz mı?
Belden aşağıya vurmak olmaz mı?
*
Yapma Yılmaz…
Güçlü bir kalemsin… Zekisin. Şahane bir üslubun var!
Ama unutma:
Sen bir gazetecisin…
Yapacağın tek şey, gazeteci gibi davranmak, yani soru sormak!
Hakaretler, tehditler savurarak siyasetçilerle kavgaya girmek değil…
*
Eğer böyle devam etmeyi düşünüyorsan; mesleğe daha fazla zarar verme; kur bir parti, siyasete gir…
Gözün yemiyorsa…
Haddini aşma, genç gazetecilere kötü örnek olma.