İki Lafın Beli
19 Nis 2014 12:13 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:06

Twitter'ın fenomeni ünlü sanatçı Medyaradar'a konuştu: Muhalif olmaktan şeref duyuyorum!

Sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki hesabından attığı esprili tweet'lerle bir anda herkesin dikkatini çeken ünlü şarkıcı Atilla Taş, medyaradar röportajcısı Alev Gürsoy Cimin’e konuştu. İşte sanat ve siyaset dünyasına kadar birçok konunun konuşulduğu o samimi söyleşi…

1998 yıllarıydı… Her gün bir star doğuyor, bir ay sonrası ise o parlayan yıldız sönüyordu. Pop müzik dünyasında gençler adeta yarışıyordu. Kimilerinin yaptığı albümler binler, on binler satıyor ve paraya para demiyorlardı. O zamanlar korsan da bu kadar yaygın değildi. Öyle şarkı indirme, dinleme de yoktu. Kasetler, CD’ler mutlaka alınırdı. Yani şu anki dönem ile mukayese bile edilmeyecek günlerdi. O döneme damga vuran isimlerden biri de çıkardığı 'Kırmızılım' albümünde söylediği 'Ham Çökelek' şarkısıyla bir anda tüm Türkiye'nin tanıdığı bir isim haline gelen ve bir dönem fırtına gibi esen Atilla Taş’tı… Albümü milyonlar satmış, çok iyi paralar kazanmış, hatta bir dizide başrol bile kapmıştı. Ama bu parlayış çok uzun sürmedi, dediğim gibi Atilla Taş da biranda parlayan ve çabuk sönen yıldızlardandı. Aradan uzun yıllar geçti, her şey değişti. Sonra birden genç şarkıcı yine adından söz ettirmeye başladı. Ama bu kez ne sesi ne sanatıyla. Nasıl mı? Taş, o dönem gördüğü ilgiyi yıllar sonra Sosyal Paylaşım Sitesi Twitter'da yakaladı. AtillaTasNet kullanıcı adıyla attığı esprili tweet'lerle bir anda fenomen haline geldi. Esprili dediğime bakmayın, bazen muhalefet vekillerine bile taş çıkaran mesajlar verdi. Durum böyle olunca Twitter’da da onbinlerce sıkı takipçisi oldu. Yazdıkları son dönemde benim de ilgimi çekiyordu. Röportaj yapmayı teklif ettim, kırmadı. Böylelikle Taş'la; güzel ve keyifli bir söyleşiye imza attık. Hep medyadan isimlerle konuşuyorum arada biraz farklılık da yapmalı, magazin de hayatın bir parçası ne de olsa… Ben sözü Atilla Taş’a bırakıyor aradan çekiliyorum. Güzel yarınlar için gülümseyin, mutlu ve hep umutlu olun… Sevgiler…


***********************************************************
RÖPORTAJ: ALEV GÜRSOY CİMİN
Twitter: gazetecialev
Mail: alevgursoy@gmail.com



Atilla, bir zamanlar pop müzik deyince akan sular dururdu. Her gün yeni bir star doğar sonra bir ay geçmeden o star unutulur, kaybolurdu. Bu isimlerden biri de sensin dersem kızmazsın umarım bana. Ham çökelek, Zennube… Bunlarla epeyce çıkış yaptın ama sonra bitti, neden?

90'ların sonunda o dönemin ruhuna uygun bir iş yapıp Ham Çökelek, Zennube, Kırmızılım gibi şarkıların hit olduğu 2 milyon albüm satan bir işe imza atmıştık. Çıtayı yüksek koyduk. Bir anda şöhret sarhoşluğuna kapılıp sürekli saçmaladım. Bir tür self distruction (kendini bitirme) sendromuna kapıldım. Çıktığım hızla da tükendim, bir daha da ne yaptıysam başarılı olamadım. Olay bu kadar basit aslında. Şöhreti taşıyamadım yani.

“KENDİNİ BİTİRME SENDROMUNA KAPILDIM”

Kendinle epey barışıksın, sosyal paylaşım sitesi twitterda gördüğüm kadarıyla sadece başkalarıyla değil kendinle de dalga geçebiliyorsun, şarkıcı kimliğinle de?

Kendimle barışık olmaktan ziyade, barışmak zorunda bırakıldım (Gülüyor) özellikle yamyam style’dan sonra o kadar büyük hakaret ve dalgaya maruz kaldım ki, neredeyse kafayı yiyecektim, ya da kendime gülecektim. Ben ikinciyi seçtim. İnsanlarda bunu sevdi sanırım:)

“OPERA BİLE OKUYABİLECEK YETENEKTEYİM”

Neden artık albüm çalışmaları yapmıyorsun veya sanat dünyasından uzaktasın? Ve bir soru daha Sence senin sesin bir albüm çıkarmak için iyi miydi gerçekten?

Doğruyu söylemek gerekirse sesim güzeldir benim. Sanırım tarzım kötüydü. Dünyadaki bir kaç özel tenor sesten biriyim. Opera bile okuyabilirim. Ama yapmadım. Nedenini bilmiyorum.

Bir zamanlar paraya para demediğin, şöhretin tavan yaptığı, çok para kazandığın o dönemlerin ardından, şöyle bir geriye dönüp baktığında en çok neyin pişmanlığını yaşıyorsun?

Pişmanlıklarım çok ama elden bir şey gelmiyor. Olan olmuş diyorum. Bütün bunlardan çok büyük dersler çıkarmasını bildim sanırım. Artık daha mutlu ve daha dingin biri oldum.

Hiç bedel ödedin mi?

Bedeli ödenmeyen hiç bir şey kalmadı hayatımda. Alacağım var vereceğim kalmadı. Bir canım var o da emanet zaten.

Peki, acı çektin mi?

Ben acıların çocuğuydum zaten. (Gülüyor)

Atilla Taş kimdir, ne yapar, seni daha yakından tanımak istesek?

Hep benden içeri bir ben vardı. Aslında okumayı, öğrenmeyi çok seven biriydim hep, beni de bu kurtardı zaten. Kendimi bildim bileli okurum. Özellikle sinema tarihi ve felsefe konusunda birçok insanı şaşırtmışımdır. 2001 yılında New York Film Akademisi'nde 2 yıl sinema okudum. İki kısa film çektim ve yazdığım hikâyelerim de var. Bir kitapta toplarım belki bir gün.

“MUHALİF OLMAKTAN ŞEREF DUYUYORUM”
Twitterda çok sertsin, hiç çekinmiyor musun bu kadar muhalif bir kimlikle ön planda olmaktan?

Muhalif olmaktan çekinmiyor, şeref duyuyorum. İnsan olmanın şartıdır haksızlığa, yanlışa hayır demek, ezilenin yanında olmak.

Siyaseti de seviyorsun anladığım kadarıyla...

Siyasetten nefret ediyorum. Sadece doğruları savunmayı seviyorum.

AK Parti’yi nasıl buluyorsun?

AK Parti güzel işler yaptığında “helal olsun” da demişimdir, yanlış işler yapınca karşı çıktığımda.

Başbakan’ı nasıl buluyorsun peki?

Son zamanlardaki baskıcı ve yasakçı tavırlarından hoşlanmıyorum diyelim.

“PARTİLER BECEREMİYOR HALK MUHALEFET EDİYOR”

Muhalefet liderlerini nasıl buluyorsun?

Muhalefet partilerini yetersiz buluyorum tabii ki. Eğer onlar doğru muhalefeti yapabilselerdi, halk muhalefet etmek zorunda kalmazdı. Bugünün şartlarına uygun politikalar üretmeliler. Popülizm bitti artık yemiyor!


“ANA AKIM MEDYAYA GÜVEN YOK ARTIK”

Medyayı nasıl buluyorsun?

Medya mı kaldı? Olanlar da Gezi'de bitti. O yüzden sosyal medya bu kadar parladı zaten. Kimse ana akım medyaya güvenmiyor artık.

Peki, Atilla Taş bundan böyle ne yapacak? Projelerin var mı?

Şu an reklâmlarda oynuyorum. Kendi yazdığım bir senaryo var komedi, içime sinerse yaparım. Müzikal planım yok henüz.

Çok teşekkür ediyorum bana bu keyifli röportaj için vakit ayırdın…

Ben teşekkür ediyorum asıl, çok sevgiler…