Ruşen Çakır'dan olay Melih Gökçek iddiası!
Bülent Arınç-Melih Gökçek kavgasına ilişkin en çarpıcı ve kapsamlı analiz Habertürk gazetesi yazarı Ruşen Çakır'dan geldi.
Habertürk gazetesi yazarı Ruşen Çakır, gündemi sallayan Bülent
Arınç ve Melih Gökçek kavgasına ilişkin çarpıcı açıklamalar
yaptı.
GÖKÇEK ARINÇ'A SON TEKMEYİ VURMAK İSTEDİ
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in, Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç zor durumda kaldığını düşünerek kendi
hesabını görmek istediğini vurgulayan Ruşen Çakır, "Arınç’ın
Erdoğan’a karşı çıkıyla kendi siyasi kariyerini riske attığını
düşünerek Arınç’la arasında olan şahsi hesabını görmek istedi.
Gökçek, Arınç’ın ayağının takıldığını düşünerek son bir tekme atma,
çelme takmaya kalktı ama Arınç’ın zor bir durumda olmadığını net
bir şekilde gördük. Sonuçta, Melih Gökçek’in çok bariz bir hata
yaptığını ve bu hatanın karşısında zor bir durumda kaldığını
söyleyebiliriz. Ortada Melih Gökçek’in başlattığı ve kısa sürede
kaybettiği, hatta perişan olduğu bir savaş var" dedi.
ERDOĞAN ASLA TASVİP ETMEZ
Melih Gökçek'in Cumhurbaşkanı'nın oluruyla Bülent Arınç'a
yüklendiği iddiasına ilişkin ise Ruşen Çakır, "Yok, Melih Gökçek
oportunistlik yaptı. Yani, Erdoğan’dan aldığı bir ışıkla bunu
yapmış olamaz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın asla böyle bir şeyi tasvip
edeceğini sanmıyorum" dedi.
Açık Gazete'den Savash Porgham'a konuşan Ruşen Çakır'ın
açıklamalarının ilgili kısmı şöyle:
GÖKÇEK PERİŞAN OLDU
Bülent Arınç’ın önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, daha sonra da
Melih Gökçek’e yönelik beklenmedik ve sert çıkışları oldu. Bülent
Arınç’ın bu konuşmaları ve Melih Gökçek’in aynı sertlikteki
yanıtını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bir kere, Arınç’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik eleştirileri ile
Melih Gökçek’e karşı çıkışı birbirinden ayrı olaylardır. Melih
Gökçek, Arınç’ın Erdoğan’a karşı çıkıyla kendi siyasi kariyerini
riske attığını düşünerek Arınç’la arasında olan şahsi hesabını
görmek istedi. Gökçek, Arınç’ın ayağının takıldığını düşünerek son
bir tekme atma, çelme takmaya kalktı ama Arınç’ın zor bir durumda
olmadığını net bir şekilde gördük. Sonuçta, Melih Gökçek’in çok
bariz bir hata yaptığını ve bu hatanın karşısında zor bir durumda
kaldığını söyleyebiliriz. Melih Gökçek’in Arınç’a karşı
iddialarının hiçbir iler tutar yanı yok ama Arınç’ın söyledikleri
çok daha sert, inandırıcı ve oturaklı. Biri iddialarını Twitter
gibi bir mecradan sıralarken, öteki tüm Türkiye’nin karşısında
canlı yayında uzun bir şekilde, hiç teklemeden net bir pozisyonla
anlattı. Ortada Melih Gökçek’in başlattığı ve kısa sürede
kaybettiği, hatta perişan olduğu bir savaş var.
Bülent Arınç, çok iyi bir politikacıdır. Ben 30 yıldır gazeteciyim
ve 30 yıldır Bülent Arınç’ı bilirim. Refah Partisi’nin ilk
yıllarında genç bir avukat olarak hitabet konusunda bir efsaneydi.
Tabi ki Necmettin Erbakan başta gelirdi ama Bülent Arınç da
Türkiye’nin dört bir yanına konuşma yapmaya giden meşhur bir
hatipti. O’nun Refah, Fazilet ve AKP içindeki serüvenini çok
yakından takip ettim. Bülent Arınç, en kritik zamanda Necmettin
Erbakan’a karşı tavır alabilmiş birisidir. Bu hareketin kritik
aşmalarında önemli rolleri oldu. Mesela; yenilikçilerin Erbakan’dan
ayrılma aşamasında, Arınç’ın hem yenilikçiler üzerinde etkisi hem
de gelenekçilerle yakınlığı olduğu için arabuluculuk yapması
beklendi. Arınç, bu role soyundu da, ama Erbakan’ın şartlarından
vazgeçip tercihini yenilikçilerden yana kullandı. Fazilet
Partisi’nin kapatılmadan önceki kongresinde Recai Kutan, Erbakan’ın
adayıydı. Arınç, Kutan’a karşı önce kendi adaylığını koydu, daha
sonra Abdullah Gül de aday olunca, onun lehine adaylıktan feragat
etti ve kongrede açıkça Gül’den yana tavır aldı.
Daha sonra, AKP’nin kurulması aşamasındaki dört önemli isimden
birisidir; yani Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Abdüllatif Şener ve
Bülent Arınç. Meclis Başkanı olduğu dönemde 1 Mart 2003
tezkeresinin geçmemesinde çok aktif bir rol aldı. Abdullah Gül’ün
cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde, Erdoğan sorun çıkmayacak ve
sistemin kabul edeceği düşük profilli bir isim ararken, Bülent
Arınç pozisyon alarak Erdoğan’a “Ya siz, ya Abdullah Gül, ya da ben
cumhurbaşkanlığına aday olmalıyız” dedi. Tüm bunları yapabilmiş
biri söz konusu ve şuan AKP hükümeti/gurubunda yaptıkları ve
yaşıyla en deneyimli ve en saygın isimdir Bülent Arınç. Ama
biliyoruz ki Arınç’ın Erdoğan ile Gezi dönemi ve kızlı erkekli
evler tartışmasında ciddi sorunları oldu. Hatta kızlı erkekli evler
meselesinde istifadan döndüğü söylenir ki galiba doğru. Bülent
Arınç, hiçbir zaman Erdoğan’a tam olarak tâbi olmamıştır ve kendi
deyimiyle özgül ağırlığını korumuştur. 2007 yılı sonrası Erdoğan’ın
giderek güçlendiği bir ortamda, Abdullah Gül yok iken ve Abdüllatif
Şener bırakmışken bunu yapabilmesi çok zordu ama Arınç bunu mümkün
olduğu kadar yapmaya çalıştı.
Bülent Arınç’ın son çıkışında da bunu görmek lazım. Orada bu
hükümetin en önemli çocuğu olan çözüm süreci konusunda tam da
olumlu şeyler olabilecekken Cumhurbaşkanı Erdoğan net ve sert bir
biçimde frene bastı. Bu da Abdullah Öcalan’ın Newroz mesajına
yansıdı. Tabi ki bu hükümet için çok büyük bir hayal kırıklığı
oldu. Bunun üzerine Bülent Arınç’ın yaptığı çıkışın Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ı çok rahatsız ettiği kesin. O günün akşamında Başbakan
Davutoğlu’yla İstanbul’da kendi evinde görüştüğü ve bu konunun
konuşulduğunu biliyoruz. Ama Hükümetin tam da Erdoğan’ın dediği ve
istediği noktada olmadığını görüyoruz. Sanki şuan ortada bir yerde
kriz dondurulmuş durumda. Mesela; Bülent Arınç’ın yapacağı
açıklamada en azından hükümet sözcülüğünden istifa edeceği iddia
edildi. Böyle bir şey olmadığı gibi, sorulan soru üzerine daha çok
anlatacakları olduğunu söyledi. Önünde iki ayı kalmış ve 7 Haziran
sonrası jübile yapacak biri söz konusu. Böylesi birini onurunu
kıracak şekilde istifa ettirmek ya da görevden almak olmaz, olursa
da kötü olur. Melih Gökçek’in en büyük hatalarından biri çok yanlış
bir hesaplama yapmış olması. Bir de kraldan çok kralcı olan, çoğu
İslamcılıktan gelmeyen Tayyip Erdoğan’cıların “Sen nasıl Reis’e laf
edersin” çıkışlarıyla Arınç’ın defterinin kapandığını düşünenlerin
de hevesleri kursaklarında kaldı.
GÖKÇEK'İN ARKASINDA ERDOĞAN VAR İDDİASI
Bülent Arınç ve Melih Gökçek’in medya üzerinden böylesi üst
tondan tartışmasını aralarındaki salt kişisel problemlere mi
bağlamalı yoksa bu tartışmanın arkasındaki asıl sebep Hükümet-Saray
çekişmesi mi?
Yok, Melih Gökçek oportunistlik yaptı. Yani, Erdoğan’dan aldığı bir
ışıkla bunu yapmış olamaz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın asla böyle bir
şeyi tasvip edeceğini sanmıyorum. Melih Gökçek’in bu hareket
içindeki tarihine baktığımızda, hep böylesi çıkışları olduğunu
görürüz ve bu çıkışları genellikle de hatalıdır. Mesela; AKP ilk
kurulduğunda Melih Gökçek başta partiye katılmadı, Demokrat Parti
diye küçük bir partinin başına geçerek oradan yürümeye çalıştı.
Hatta Amerika’ya giderek orada kendini pazarlamaya çalıştı. 17-25
Aralık sürecinde de uzun bir süre ağzını açmadı. Yerel seçimler
olduğu için başta Cemaate karşı bir pozisyon almadı, sonradan
almaya başladı. Melih Gökçek’in Bülent Arınç’ı “Paralelci” olarak
suçlaması gerçek üstü bir şey. Nitekim de Arınç bu konuda Gökçek’e
çok ağır şeyler söyledi. Anlaşılan Melih Gökçek’in oğlunun
milletvekili adaylığında bir sorun var ve Bülent Arınç ve benzer
kişilerin bunda etkili olduğunu düşünüyor. Sanırım fırsat bu fırsat
deyip oradan yürümeye çalıştı. Bülent Arınç zaten 2009 ve 2014’te
Gökçek’in tekrar belediye başkanlığına aday olmasına karşı
çıktığını söylüyor. Belli ki oğlunun da milletvekili adayı olmasına
karşı. Yani, Gökçek kişiler bir hesap peşinde.
Burada Bülent Arınç’ın temsil ettiği bir şey var; Arınç, Milli
Görüş’ten bu yana gelen İslami hareketin içerisindeki özgürlükçü,
demokrasiye yakın, insani hassasiyeti gözeten pozisyonun son
temsilcilerinden birisidir. Bunun karşısında pragmatist, kişisel
menfaatleri öne çıkaran, İslamcılıkla çok alakası olmayan bir takım
kişiler ve aldıkları pozisyonlar var. Bu anlamda Melih Gökçek bu
çevrelere daha yakın. Gökçek, hiçbir zaman İslamcı olmamıştır,
Milli Görüş’e dâhil olsa da hiçbir zaman bu hareketin gerçek bir
parçası olmamıştır. Her zaman bir ayağı Milliyetçi Harekete
yakındır ve üslubu da Milli Görüş hareketinden farklıdır. Zaten
Abdullah Gül ve Bülent Arınç’ın Ankara’da Melih Gökçek’in
adaylığını istememesinin arkasındaki en büyük nedenlerden biri
budur. Bu olanları Tayyip Erdoğan’ın Melih Gökçek üzerinden Bülent
Arınç’a saldırısı olarak görmek bence gerçekçi değil.