Medya
28 Ağu 2014 11:23 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:37

Ertuğrul Özkök köşesinden takdim etti! İşte Hürriyet'in ilk başörtülü yazarı!

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, gazetesinin yeni bir uygulaması olan "Hürriyet sosyal"i anlattığı yazısında Hürriyet'in ilk başörtülü yazarını tanıttı.

Hürriyet sosyal'in okurlara "köşe yazarı" gibi kendilerini ifade ettiği bir mecra sunduğunu kaydeden Özkök "Şimdi buyurun size Hürriyet Sosyal’in ilk başörtülü yazarını takdim ediyorum" diyerek Ayşe Baykal'ın yazısını köşesinde paylaştı. Özkök "Önemli bir ayrıntı: Yazının başlığını ben attım. Gerisi tamamen yazarınındır." notunu düştüğü yazısında okurlara seslendi ve "Ayşe Baykal'ı Takip edin..." çağrısı yaptı.

İşte Hürriyet'in ilk başörtülü yazarı Ayşe Baykal'ın Özkök tarafından paylaşılan yazısı:

Kadına haddini bildirmek kimsenin haddi olmamalı

“Muharrem İnce geçmişi değerlendirirken şöyle bir ifade kullanmış. ‘Ecevit
Meclis’ten Merve Kavakçı’yı kovmakta haklıydı, meydan okuma vardı...
Bülent Ecevit’i nasıl bilirsin diye sorsalar şöyle söylerim;
Dürüst, ülkesini seven bir liderdi.
Ecevit döneminde hayatımın ilk arabasını almıştım.
Peşin param azdı, tanıdıktan biraz da destek olmak amacıyla dolar borçlanmıştım.
Sonra bir gün meşhur ekonomik kriz oldu.
Arabayı aldığım fiyatın çok altında satmak zorunda kaldığım gibi ekstra borçlarımı ödedim.
Kısacası ciddi sıkıntılar yaşadım.
* * *
Bugün geçmişi değerlendirdiğimde, yaşadığım bu olumsuzluğu ve sebebi gördüğüm Ecevit’i affedebiliyorum.
Lakin Merve Kavakçı’ya, Meclis kürsüsünden ‘Bu kadına haddini bildirin’ demesini affedemiyorum.
Cumhuriyet’i, laik düzeni korumak adına yapılmış bu hareketin mecburiyetine hiç bir zaman inanmadım.
* * *
O yıllarda siyasette aktiftim, başörtülü bir arkadaşımız Meclis’e girecek
düşüncesiyle ne kadar mutluyduk, umutluyduk.
Merve hanım ve kız kardeşi çalışma arkadaşlarımızdı. Nasıl zor günler
yaşadıklarının şahidiyiz.
Asla Ecevit’e kin duymuyorum, bunları aştım artık.
* * *
Tayyip Bey’in mitingde Amberin Zaman adlı yazara ‘Haddini bil’ dediğinde o
güne gittim.
Amberin Zaman ve yakın çevresinin yaşadıklarını ve psikolojilerini düşündüm.
Birçok arkadaş ‘Ne alaka’ diyecek biliyorum. Belki de yanılıyorumdur.
İnsan psikolojisinde, kabullenilmenin çok önemli yeri varmış.
Neticede etten kemikten insanız, ne kadar profesyonel olursak olalım duygularımız ve aidiyet hissimiz var.
Her iki olayda da yaşadığınız ülkenin Başbakanı tarafından ‘haddini bilmemekle’ itham ediliyorsunuz.
Bir anlamda kabullenilmiyorsunuz.
Ve bir grup fanatik tarafından hayatınız zindana döndürülüyor.
Birinde sebep elden giden Cumhuriyet, diğerinde din!..
İnsandan öteleyerek kutsallaştırmaya çalıştıklarımız.
İnsan olmadan, hangisinin anlamı varsa...
Bu şekilde davranılınca ben Cumhuriyet’i daha mı çok benimsedim.
Amberin Zaman din’i daha mı iyi algıladı.
* * *
Bu durum her daim sadece ve sadece SAMİMİYETSİZ taraftarın işine yarıyor.
Yalakalanmak için malzemeleri oluyor.
NOT: Amberin Zaman’ın bahse konu olan cemaat ve birey yaklaşımına katılmadığımı belirtmek isterim.
Ayşe Baykal
Hürriyet Sosyal