Medya
25 Kas 2015 13:41 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:12

Ahmet Kekeç de o topa girdi! Pensilvanya'nın yeni gözdesi kim?

Star yazarı Ahmet Kekeç, Sözcü ve Cumhuriyet'teki meslektaşlarının atışmasına dahil oldu.

Oray Eğin'in Cumhuriyet gazetesi için yazdığı "Cemaatle nikahsız ilişkisi var" sözlerine Hikmet Çetinkaya yanıt vermiş ve "Sözcü için de bir zamanlar böyle iddialar vardı, her söylenene inanmamız mı lazım" demişti.

Star yazarı Ahmet Kekeç, Sözcü ve Cumhuriyet'teki meslektaşlarının atışmasında topa girdi ve bir yandan "Kendi meselelerini, kendileri çözsünler... Daha doğrusu, yesinler birbirlerini..." derken, diğer yandan da eskiden "güne Gülen ile başlayan" Çetinkaya'nın neden bir süredir hiç Cemaat üzerine yazmadığını sorguladı.

İşte Kekeç'in o satırları:

"Bana ne... Esasında konu beni ilgilendirmiyor. Kendi meselelerini, kendileri çözsünler... Daha doğrusu, yesinler birbirlerini... Ola ki, konuyu vuzuha kavuşturacak bazı ipuçları yakalarız.
Can Dündar’dan ve güdümündeki gazeteden (o gazetenin “icat edilmiş” yazarlarından) söz ediyorum.
İddia, dilden dile dolaşıyordu.
Romantik isyankâr Can Dündar’ın, 90 yıllık Cumhuriyet gazetesini, Pensilvanya’nın yörüngesine soktuğu söyleniyordu. Bu iddiayı destekleyecek mebzul miktar kanıt öne sürülüyordu.
Önceki gün, Oray Eğin yazdı.
Kendince gerekçelerini sıraladı.
Bir şeyler olmuştu Cumhuriyet gazetesine... Ve olmaya devam ediyordu... Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarına kafadan karşı çıkan, bu soruşturmalardan dolayı cemaati suçlayan gazete ani bir karar değişikliğiyle, suçlamanın odağına yerleştirdiği cemaatle iyi ilişkiler tesis etmeye başlamıştı.
Denilebilirse, iyi ilişkilerin de ötesine geçmiş, adeta cemaatin sözcülüğüne soyunmuştu.
Bunun nedenini merak ediyordu Oray Eğin.
Bunu ben de çok merak ettim.
Bu merakım çerçevesinde bazı sorular sordum ama tatmin edici cevaplar alamadım.
Dün, gazetenin, cemaatle niza halinde bulunan yazarı Hikmet Çetinkaya’nın, Oray Eğin’e verdiği cevabı okudum... “Cemaatle niza halinde bulunan” ifadesini rasgele seçmedim... Çünkü Fethullah Gülen hareketine yönelik en sert, en yakıcı, hatta en etkili eleştiriler Hikmet Çetinkaya’dan gelmişti. Konu hakkında kitaplar yazmıştı. Sürekli bir tehlikeye dikkat çekmişti. Gazetesindeki bu “görülebilir” yön değişikliğine en ciddi itiraz ondan gelebilirdi.
Doğrusunu söylemem gerekirse, sukut-u hayale uğradım.
Hikmet Çetinkaya bir şey söylemiyordu.
Daha doğrusu, suçlamaları geçiştiriyordu.
Efendim, Sözcü gazetesi hakkında da aynı iddiada bulunulmuş... Buna inanmamız mı gerekirmiş!
Elimde, Hikmet Çetinkaya’yı ikna edecek herhangi bir kanıt bulunmuyor. İnanmamayı seçen bir insana ne anlatsanız boş...
Bir tek sorunun cevabını merak ediyorum.
Hikmet Çetinkaya, güne, neredeyse Fethullah Gülen’le başlardı.
İki yazısından biri, “cemaatin kötülükleri”yle ilgiliydi.
Kaç yıldır ondan böyle, bol “atarlı” ve bol “giderli” yazılar okuyamıyoruz. Denilebilirse, “manidar bir suskunluğa” bürünmüş durumda.
Neden?
Kimin (hangi “oluşum”un) yörüngesine girdiklerini, bu soruya vereceği cevap belirleyecektir.