İki Lafın Beli
12 Mar 2015 11:36 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:07

Televizyonun dahi çocuğu Acun Ilıcalı Medyaradar'a konuştu: Habertürk Bu Tarz Benim'i aldık diye iftira atıyor!

TV8’in sahibi, ünlü televizyoncu Acun Ilıcalı Medyaradar’ın usta röportajcısı Alev Gürsoy Cimin’e konuştu. TV8’i ve yeni projelerini anlatan Ilıcalı çok samimi açıklamalarda bulundu. İşte geçmişten bugüne Acun Ilıcalı.

Televizyonculuğun kitabını yazmasa da yaptıklarıyla, başarısıyla televizyonculuk tarihine şimdiden geçen bir isim o. Başarı, mütevazilik, zekâ, hepsi onda var. Özü bir sözü bir diye bir söz vardır Türkçemizde. İşte bu sözü Acun için kurmak mümkün. Muhabirlikten medya patronluğuna uzanan bir serüven onunkisi. Ne Türkiye’de ne de dünyada başka bir örneği yok dersem çok da abartmış olmam. Çünkü işin doğrusu bu. Geçmişten bugüne yaptığı hemen her program tuttu.  Hayata geçirdiği program formatlarıyla başarısına başarı kattı, en önemlisi ailemizden biri olmayı başardı. Muhabir olarak başladı televizyonculuk serüvenine, sonunda bir kanal satın aldı. Belki de çoğumuzun hayalini bile kurmaya çekindiği hayalleri o kurdu ve peşini hiç bırakmadı. Şimdi bir yıldız. Uzun zamandır peşindeydim Acun Ilıcalı’nın. Medya patronu oldu, koltuğa kuruldu sanmayın o hala harıl harıl çalışıyor. O nedenle röportajı yapmak bu zamana kısmetmiş. Bildiğiniz üzere Survivor devam ediyor. Usta televizyoncu da iki günlüğüne Türkiye’ye döndü ve o yoğunlukta beni de unutmadı ve hemen arayıp röportaj sözünü yerine getirdi. Yani boşuna demedim; özü bir sözü bir diye. Kendisine olan saygım böylelikle daha da arttı. Her ne kadar randevusuna 1,5 saat geç gelmiş olsa da kızmadım çünkü haklı nedenleri vardı, ayrıca bu iki güne beni sığdırması büyük bir incelik. Acun Ilıcalı ile son derece samimi bir röportaja imza attık. TV8’i de konuştuk medya patronluğunu da siyaseti de. Bir haberci olarak kendisine “TV8’de neden haber yok” diye sitem etmeyi de ihmal etmedim ama haklı gerekçeler sundu. Medya patronluğu Acun’u hiç değiştirmemiş, hala çok iyi bir dost, hala çalışanlarına iyi bir ağabey ve hala çok çalışan bir televizyoncu.  Şimdi bu kadar övdüm diye beni eleştirenler olabilir ama böyle bir adam şimdi alkışa layık değil midir? Ben o nedenle Acun’a kocaman bir alkış istiyorum. Sizlere de sevgi ve umut dolu güzel günler diliyorum. Sevgiyle kalın. 
 
**************************************************
RÖPORTAJ: ALEV GÜRSOY CİMİN
TWİTTER: gazetecialev
Mail: alevgursoy2008@gmail.com


 
Acun Bey, geçtiğimiz günlerde bazı gazete ve internet sitelerine düşen bir haber çok ses getirdi, öncelikle onunla başlamak istiyorum.  TV8'de yayınlanan Ütopya programında yarışmacı Semih Öztürk’ün bazı uygunsuz hareketlerde bulunduğu ve bu görüntülerin de televizyonda yayınlandığı iddia edildi. Nedir işin aslı?

Ekrana yansıyan bir şey yok, iftira var. Bu tamamen bizi karalama kampanyasının yeni örneği. Biliyorsunuz “Bu Tarz Benim” programını transfer ettiğimiz günden beri Habertürk Gazetesi aleyhimizde yayınlar yapıyor. Daha önce de benim özel hayatımla ilgili gerçek dışı haberler yaptılar, birinci sayfadan tekzip yayınlattım. Şimdi mesleki işlerimizle ilgili gerçek dışı yayınlar yapmayı sürdürüyorlar. Biz onların yaptığını yapmayacağız, hukuki yollarla hakkımızı arayacağız. Ütopya’da kesinlikle bahsi geçen olay yaşanmamıştır.  Bu zaten internette yayınlanan görüntülerde belli. Sadece benim de tasvip etmediğim bir yatış şekli var.

“BU TARZ BENİM’İ TRANSFER ETTİK DİYE KARALIYORLAR”

Ama yayınlandığını söylediler… 

Söylemediler, öyle göstermeye çalıştılar. Bu yayıncılık politikasına biz hukuki yollarla cevap vereceğiz.

“ONLAR KARALASIN BİZ YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”

Bir linç kültürü var medyada galiba?

Linç kültürü değil, sadece Habertürk Gazetesi’nden kaynaklanıyor. Bu Tarz Benim programının bize transfer olmasını hazmedememişler. Sürekli olarak yayın yapsalar da bu devir geçti. Yayın yapayım, sindireyim diye bir durum kalmadı. Biz dişimizle tırnağımızla bu noktalara geldik, ben hayatımı televizyona adamış biri olarak daha tek bir kişiye zarar vermedim. Onlar karalasınlar biz yolumuza devam edeceğiz. Yeni haberler de çıkacak belki yarın öbür gün, biz de gülerek okuyacağız.

“MEDYA BEL ALTI VURMALARI MASAYA YATIRMALI”

Bahsettiğiniz gibi hazımsızlıkla bir medya kuruluşunun başka bir yayıncı kuruluşu karalamaya çalışması kötü bir durum değil mi medya adına?

Bence medyanın bunu masaya yatırması lazım.  Bu bel altı vurma konusu masaya yatırılsın ve medya buna tepki göstersin bence. Çünkü bu hiç etik bir olay değil. Medyanın bu konuda biraz daha duyarlı davranması lazım. Ben bir programı başka kanala kaptırdım diye bunu gazetesi aracılığı ile bir çatışmaya dönüştürmesi yanlış. Onlar gerçekliği olmayan haberler yapmaya devam ettikçe, biz de tekzip edeceğiz. 

Siz bir medya patronusunuz, gazetenin yöneticileri ile görüşsenize bu yanlış tavrı?

Valla bu tarz politikalarla hareket eden kişilerle genelde diyalog kurmuyorum. Bel altı vuranlarla ne konuşulur ki?

Geçmiş olsun diyeyim bu konu için size ve başka konuya geçeyim. Kadınlarla ilgili tepki çeken bir tweet atan Nihat Doğan’ı Survivor’a götürmemeniz büyük incelik ve duyarlılık. Nihat Doğan'ı milletten tepki almamak için mi yoksa siz de o açıklamayı yadırgadığınız için mi götürmediniz?

Bu konunun üzerinden epey zaman geçti, konuşup da yeni polemiklere sebep vermek istemiyorum. Biliyorsunuz ben yapıcı bir karakterde biriyim, kavgacı üslubu sevmiyorum.


 
“SURVİVOR TV8’İ ALMAMDAKİ EN BÜYÜK ETKENLERDENDİ”

Survivor demişken onunla devam edeyim nasıl gidiyor yarışma? Bu arada epey de bronzlaşmış, yanmışsınız. 

(Gülüyor) Allah yakmasın. Şaka bir yana orada 7 gün boyunca güneş altında kalıyoruz, ister istemez çok ciddi bir şekilde yanıyoruz. Survivor, bizim hayalimizin projesi, gözbebeğimiz. Belki de TV8 ‘i almamdaki en önemli nedenlerden biriydi. Çok güvendiğim bir projeydi, sağ olsun bizi mahcup etmedi. Çok inandım, proje de karşılığını verdi. Çok iyi gidiyor.

Reytingleri ne durumda?

Beklediğimizin de çok üzerinde. Hatta kanalı prime timede birinci yapacak derecede iyi gidiyor. Daha ötesi de yok zaten. Daha ne hayal edebilirsiniz ki?

“ŞARTLARI İYİCE ZORLAŞTIRDIM”

Orada neler oluyor. Kameraya yansıyanlar izleyiciyi ekrana kilitliyor ama ya arkası. Bize anlatacağınız ilginç güzel anılar kalıyor mu geriye?

(Gülüyor) Ya tabii ki orada varlık ile yokluğu bir arada yaşıyorsunuz. Biz varlık içindeyiz, yarışmacılar yokluk içerisinde. Orada bir durum komedisi oluyor. Biz akşamları Türk aşçımızın yaptığı yemekleri yerken aklımızda o gün yarışmacıların açlıkta nasıl zorlandıkları geliyor. Biz ilk başta gülüyorduk, mizahi yaklaşıyorduk ama son yarışmada kazanmayan takımın oyuncuları açlıktan ağlamaya başlayınca bunun mizahı da gitti. Ben bu sene şartları en zor şartlar haline getirdim. Bunların hepsi en dayanıklı yarışmacılarsa bunu ispat etmeli diye düşündüm. Şimdi 2 günlüğüne yurda döndüm, bugün ekipten arkadaşlar aradılar, yarışmacılar çok kötü durumda neredeyse artık adadaki çimleri yiyecek durumdalar dedi. Ne yapayım şimdi, bunun bir çözümü yok, dünyanın en zor yarışması. Kazanan da bunun gururunu yaşasın istiyoruz. Futbol liginde de kazanmak çok zor neticede, 17 takımı geçmek gerekiyor. Bir başarıyı elde etmek ne kadar zorsa kazanmak da o kadar değerli oluyor. Bu senenin yarışmacısı en zor yarışmayı kazanmış olacak. 

“MERVE BİZE İFTİRA ATTI”

Siz en zor yarışma, “Yarışmacılar neredeyse adadaki çimenleri yiyecekler” dediniz aklıma Merve Büyüksaraç ve açıklamaları geldi birden. Survivor yarışmasının ekrandaki gibi olmadığını söylemişti.  Survivor’da gerçek olmayan neler var, hakikaten yemek veriliyor mu mesela?

Yalan ve çirkin bir iftiraydı. Bununla ilgili de zaten dava açtık. Geçenlerde mahkemeyi kazandım diye bir iddia ortaya atmış. O hangi mahkemeyi kazandı bilmiyorum, dava devam ediyor, mahkeme bittikten sonra gereken açıklamayı yapacağım ben. Şu an yargı süreci devam ediyor çünkü. Bize atılan o çirkin iftiranın mahkemedeki karşılığını hep beraber göreceğiz. Benim adalete inancım sonsuz. 

“11 KEZ AÇ KALDIM DİYE RÖPORTAJ VEREN BİRİ…”

Yemek verildiğini ısrarla iddia ediyor ama. Neden durduk yere böyle yapar biri?

Yahu 11 kere açlıktan ölüyorum diye röportaj veren bir yarışmacı çıkıp şimdi aç kalmadım dedi. Kararı artık siz verin, ben gülüyorum. Kız yalancı da neden yarışmayla ilgili yalan söylüyor onun yanıtını bulamıyorum ben.  

“SURVİVOR’DA YAŞANAN HER ŞEY GERÇEK”

Survivor’da gerçek olmayan şeyler var mı? 

Bu sorunun cevabını seyirci veriyor bence. Oradaki her şey sahici. Sahici olmasa bu kadar heyecanlı olmaz ki, bir anlamı da olmaz zaten. İzleyici neden izlesin o zaman, açar film izler. Ben orada kalkıp da kendim senaryo yazsam ne kazanacağım ki? 

“BEĞENİLMEK BİZİ ÇOK MUTLU EDİYOR” 

'Yüksek reytingi milyon dolarlara değişmem”  diyordunuz,  sahi nasıl TV8’in reytingleri, İstediğiniz düzeyde mi?

Evet, reyting benim için çok önemli, ama buna sadece reyting demeyelim de başarı diyelim. Benim için reyting beğenilmek demektir. Reytingler de beklediğimiz düzeye geldi. Çok emek verdik. Bu bizim hayalimizin de ötesinde bir başarı, ekip olarak çok mutluyuz. 4 ay boyunca ofisten çıkmadım, bütün Acun Medya ve Tv8 çalışanları inanılmaz bir performans harcadık.Bugün Survivor'ın reytinginin çok yüksek olması, kanalımızın çok ilgi görmesi, takdir edilmesi beni çok mutlu ediyor. 

“TV8 BOMBA GİBİ GELİYOR””

Survivor All Star kuşkusuz çok önemli. Peki, bunun dışında yeni projeleriniz ve sürprizler var mı?

Tabii ki. 3 Adam’la sitcoma başlıyoruz, “Bana Baba Dedi” diye. Çok güzel bir hikâye ve komedi. Çok iddialı bir proje bu. Bir başka önemli projemiz daha var, yapımcılığını Birol Güven’in üstlendiği, Mete Horozoğlu ve Algı Eke’nin başrollerin üstleneceği 'Ayrılsak da Beraberiz', seyircisiyle Tv8 ekranlarında buluşacak. Bu projeye de çok inanıyoruz. Maral isimli dizimiz de çok iyi bir başlangıç yaptı.

“TÜRKİYE’NİN EN KOMİK İSMİNİ BULACAGIZ” 

Acun Bey, Süper, devam devam, Başka?

Çok güzel bir yarışma programımız geliyor, Komedi Türkiye. Gülse Birsel ile anlaştık.Projeyle Türkiye'nin en komik ismini bulmaya çalışacağız. Mizah gücüne ve komedi dalında oyunculuğuna güvenen her yaştan isme açık olacak yarışma için jüri üyelerinin ismi de belirlendi; jüri koltuklarında Gülse Birsel, Haluk Bilginer ve Gani Müjde oturacak. 

“MUTLU EDEN KANAL OLACAĞIZ”

Diziler de galiba yoğunlukta olacak?

Biz eğlence kanalıyız. Mutlu eden kanal olacağız dedik, genelde olumlu mesajlar veren çeşitli türlerde diziler yapmaya devam edeceğiz. 



“AKIL SAĞLIĞI YERİNDE OLAN BİRİ BU RİSKİ ALMAZDI”

Sanırım Türkiye’nin en genç ve işin mutfağından gelen tek medya patronusunuz. Zor mu medya patronluğu?

Sadece Türkiye değil, dünyada da diyebiliriz. Muhabirlikten medya patronluğuna uzanan tek serüven benimki galiba. Zor mu kısmına gelecek olursak; kendimi bir derde bulaştırdıktan sonra şimdi sızlanmanın bir âlemi yok. Akıl sağlığı yerinde olan birinin alabileceği bir risk değildi bu. Sonuçta televizyon çok pahalı bir olay. Bir kanalın giderini düşündüğünüz zaman ve bu tutmazsa eğer, edeceğiniz zararın haddi hesabı yok, yani ciddi bir risk televizyonculuk.  

“TELEVİZYON SAHİBİ OLMAK BENİM HAYALİMDİ”

Akıl sağlığınız gayet yerinde. İnanılmaz güzel işler yapıyorsunuz da peki neden böyle bir riske girdiniz madem öyle? 

Gerçekten akıl sağlığı yerinde olan birinin girişebileceği bir iş değil bu ama ben kafayı bu televizyonla bozdum yıllar önce. O günden beri de bunu hayal ettim. Ve hep hayallerimin peşinden koştum. Nasıl muhabirken kendi programımı yapma hayalim varsa, kendi programımı yaparken programlar yapma hayalim varsa, bir TV sahibi olup yaptığım programları orada yapma hayalim de vardı ve ben bunu başardım.  Şu anda da operasyona bitmiş gözüyle bakmıyoruz. Niye diye sorarsan; kalıcı bir başarı peşindeyiz çünkü bundan sonra.

Risk almayı seviyorsunuz?
Fazlasıyla.

Risk nedir?
Anlattığım.

Cesur musunuz?
Çok.

“TV8’DE HABER YOK ÇÜNKÜ … ”

Acun Bey TV8 evet çok iyi gidiyor, meslektaşlarınız olarak da sizi takdir ediyoruz.  Ama bir haberci olarak benim içime oturan bir detay var. Bir ev perdesiz ve halısız ev gibi değildir, bir TV kanalı da habersiz eksik değil mi Allah aşkına? 

(Gülüyor) O eksikliği hiç hissetmedim vallahi. Yıllarca büyük kanallarda haber bültenlerinin yanında nefes solumuş biri olarak, o haberin verdiği gerilim, agresyon ve mutsuzlukları yaşamış biriyim. Haber merkezlerine hep yakındım. Ben görevimizin insanları mutlu etmek, kafasını dağıtmak olduğunu düşünüyorum. Sonuçta biz eğlence kanalıyız.

“HABER BÜLTENLERİ KORKU FİLMİ GİBİ”

Haber mutsuz mu ediyor ki?

Elbette. Hiç şüphesiz. Haber bülteni seyredip mutlu olanı duymadım ben. Korku filmi gibi haber bültenleri var. Hiçbir şey olmasa bir zincirleme trafik kazası görüp yine geriliyorsun! Bir de kötü haberin reyting yapmasından dolayı haber bültenlerimizin komple dramatik, gerilim dolu haberlere yönelmesi söz konusu. Ben hiç de öyle mutlu, iç açıcı haberler izlemiyorum. Habercilerin de işi zor. 

Türkiye deyim yerindeyse haber cenneti bir ülke, gündem adeta fokurduyor. Böylesine bir gündemde haber merkezi olmayan bir kanal kulağa çok da alışılagelir gelmiyor ve çok şey kaçırıyorsunuz?

Kim kaçırıyor, biz mi?

TV8 ve tabii ki siz?

(Gülüyor) Zevkle kaçırıyoruz.

Habere âşık bir habercinin çırpınışlarıydı bunlar Acun Bey.

Yahu haber kanalları var bir yığın. A Haber var, NTV var, CNNTÜRK var. Var da var. Bunlar haberleri çok da dinamik bir şekilde işliyorlar, son dakikaları çatır çatır veriyorlar. Hiçbir şey atlanmıyor. Ayrıca birçok entertainment kanalda da ana haber bülteni var. Bir de internet faktörü var. Haber bültenine kadar tüm haberleri zaten insanlar oradan okuyor ki, bu da haber bültenlerinin enerjisini düşürüyor. Akşam üzeri 17 gibi bir internete girsek sağır sultanın bile duyduğu haberleri orada okuyoruz, haber bültenlerine olan heyecanı da düşürüyor bu durum. 

“TERÖRE YAKIN BİR FUTBOL ALGISI VAR”

Spor haberciliğinden gelen ve bu konuda başarıdan başarıya koşan Acun Ilıcalı’nın kendi televizyonunda spor olmaması da dikkat çekiyor? Hadi anladık haber yok peki ya sporsuzluk niye?

Siz Türkiye’deki spor haberlerinin normal haberlerden farklı olduğunu mu düşünüyorsunuz? Futbolu yıllar önce adamlar eğlenmek için icat etmişler, Türkiye’de şu an futbolun, sporun geldiği nokta içler acısı bir durumda bence. Hiç yaklaşmayı bile düşünmüyorum. Maalesef teröre yakın bir futbol olgusu var. Mümkün olduğunca uzak durmaya çalışıyorum. Benim en yakın arkadaşım Galatasaraylı. Ben futbola eğlence gözüyle bakarım ama bir gazete sayfasını açtığımda ya da bir yönetici konuştuğunda büyük bir gerilim hissediyorum. 



“MUTLULUK VEREN KANALIZ”

En son sloganınız ne TV8 olarak?

Mutluluk veren kanal! Mutluluk vermeye çalışıyoruz, inşallah da veririz. 

“KİMSE YÜKSELİŞİMDE GARİPLİK ARAMASIN”

Spor muhabirliğinden TV patronluğuna…Gerçekten bu kazancı sırf TV programları ile izah etmek mümkün mü diyenler var, onlara cevabınız ne olur? 

Bunu söyleyenler biraz düşünürse cevabının “elbette mümkün” olabileceğini anlar. Biraz matematik çalışmak yeterli. Neredeyse yılda doksan- yüz kez birinci oluyorduk. Son sekiz yılın özetine şöyle bir bakın. Neredeyse 700 kere birinciliğimiz var. Ben gidip bütün gelirimi gayrimenkule yani eve arsaya yatırmadım,televizyona yatırdım. Bu gelire şüphe ile bakana şaşarım. Benim yükselişimde gariplik arayanlar eline bir kalem kâğıt alsınlar ve Medyaradar'ın reyting bölümüne bir baksınlar. 

Geçmişten bugüne yaptığınız her program tuttu,  özellikle program formatlarıyla başarınıza başarı kattınız. TV8’de deneyip de tutmayan, başarısız olan programlarınız var mı?

Olmaz mı? Tabii ki oldu da olacak da. Bu kanal artık. Kanalda 30 tane program yapıyorsunuz bunlardan tutmayanlar da elbette olacak. Biz ne yaparsak tutar, biz ne yaparsak insanlar izler diye bir iddiamız yok. 

Ama Acun ne yaparsa tutar diye bir iddiası var insanların. 

Sanırım bu bana Allah’ın bir lütfu. Benim bugüne kadar yaptığım ve içinde bulunduğum her proje bir numara oldu. Kariyerimde böyle bir durum söz konusu. Bu da gurur veriyor insana. Ama kanal olduktan sonra birinci oldum iddiası bitiyor, artık önemli olan bundan sonra kanalın birinci olması. 

TV8’i aldıktan sonra hayatınızda neler değişti?

Çok çalışıyordum şimdi çok ama çok çalışıyorum. Stresliydim daha da arttı, mutluydum, mutluluğuma mutluluk kattı. 

“KUŞTUK UÇMAYA BAŞLADIK”

Kanalı iyice şaha kaldırıp ondan sonra da satmayı düşünüyor muşsunuz, doğru mu?

Hiç öyle bir düşüncem yok. Biz yıllarca proje yapıp öyle ya da böyle bir kanalın kontrolünde yaşadık. Şimdi ilk defa kendi projelerimizi kanalımızda istediğimiz yere ve saate koyabiliyoruz. Bir yerde duran kuştuk şimdi uçmaya başladık. 

“KANALI SATMAYI DÜŞÜNMÜYORUM”

Show TV’yi satın almak istediniz mi?

Yok, hiçbir zaman düşünmedim. 

“FERİT ŞAHENK’LE ORTAK OLABİLİRİZ”

Peki, Ferit Şahenk ortağınız mı, böyle iddialar var?

Ferit Şahenk ile ortaklık görüşmesi yaptık. Ortak olacağız gibi duruyor. 



Ortak olduktan sonra Star TV’nin başında geçeceğiniz söyleniyor.

Onu da basından takip ettim. Hiç öyle bir düşüncem yok. 

Ortaklık ne zaman olacak tarihi belli mi?

Önümüzdeki dönem içerisinde netleşir diye düşünüyorum. Kendisi sağ olsun Star’da çalıştığımızda bize çok destek oldu. Başarımızda da büyük katkısı var.

“YURT DIŞINDA DA BİR KANAL DÜŞÜNÜYORUM”

Medyada büyümeyi hedefliyor musunuz, mesela TV8 dışında başka ne yapacaksınız?

Türkiye’de değil ama yurt dışında bir hamle düşünüyorum. Başka bir ülkede kanal almayı planlıyorum bu konuda biraz mesafe kat ettim. Netleşince söylerim. 

Türkçe yayın mı yapılacak bu kanalda?

Yok değil. Hedefim televizyonculuk yaparak başka ülkede de başarılı olmak. 

“GERÇEK SERVETİM…”

Zenginin malı züğürdün çenesini yorar derler. Sizin adınız Türkiye’nin en büyük sanayici ve işadamları vergi rekortmenleri listesinde yer aldı, hatta listelerde çok ön sıralardaydınız, İnsanlar sizin milyon dolarlarla ifade edilen bir servetiniz olduğunu düşünüyor, doğru mu? Gerçek servetiniz nedir?

Gerçek servetimi benim hesaplama şansım yok. Çünkü ciddi bir para sirkülasyonu içerisinde bir hayat sürüyoruz biz. Çok ciddi borçlarımız çok ciddi de alacaklarımız var. Servet hesaplamak benim için 1 yıl önce bitti. Ama çok merak ediyorsan şunu söyleyeyim; gayrimenkule hiç merakım yoktur, iki tane evim, iki tane ofisim var. Ha araba kullanmayı sevdiğim ve öyle bir tutkum olduğu için arabam çok onu söyleyebilirim. Ama mümkün olduğu kadar da onlarla çok ortada dolaşmamaya çalışıyorum. 

Acun Ilıcalı için televizyonların dahi çocuğu deniyor, katılıyor musunuz?

Katılmıyorum ama bu işten anladığımı söyleyebilirim. 

Rakibiniz var mı?

Çok var hem de. 

“İRFAN ŞAHİN TELEVİZYONCULUKTA BİR DUAYENDİR”

Kimler?

Bu işte çok bilgi olduğunu düşündüğüm Doğan TV CEO’su İrfan Şahin bence bir duayendir. Mesela eski televizyonculardan Murat Saygı bu işte uzmandır. Hala arayıp bazı konularda ona danıştığım olur. Star’daki Ömer Özgüner çok başarılı bir televizyoncudur. Televizyonda çok ciddi rakiplerim var ama bu dostane rekabet. Çünkü hiçbir zaman karşı tarafın başarısızlığı üzerinden beslenmem kendime bakarım. 

“KREDİ KARTI İLE SURVİVOR ÇEKTİM”

Medyada dost edinmek zor derler öyle mi?

Valla benim çok sağlam dostluklarım var. Ben yıllarca önce düşünün İrfan Şahin’in kredi kartları ile Survivor’u çektim. Çünkü o dönem paramı alamıyordum. İrfan Ağabey’den kredi kartlarını alıp onu bankaya borçlandırdım, Panama’ya gidip programımı çektim. Benim dostluklarım sağlamdır. Serhat Albayrak ile ayda bir kez mutlaka yemek yeriz. 

Fenerbahçe’ye olan sevginiz ve tutkunuzu bilmeyen yok. Ufukta bir kulüp başkanlığı olabilir mi?

Hayır, hiç düşünmüyorum böyle bir şeyi. Taraftar olmak o kadar güzel ki, ötesine gerek yok. 

Biliyorum vaktimiz çok daraldı. Biraz da siyaset konuşalım. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan sempatiniz ne durumda, devam ediyor mu?

Tabii ki devam ediyor.

“EVET, CUMHURBAŞKANI’NI SEVİYORUM”

Siz çok pozitif karakterde birisiniz ama siyasetin dili çok ama çok sert, tabii liderlerimizin de. Sayın Cumhurbaşkanı’nın üslubu da sert ne düşünüyorsunuz?

Siyaset konusunda çok konuşmayı sevmiyorum. Ben işime bakıyorum. Ama sana şunu söyleyebilirim. Ben ofisimde daha tek kişiye ne görüştesin diye sormadım. Çünkü insanların her biri ayrı görüşte olmalı. Türkiye’de aklımın almadığı konu şu: Neden insanlar herkesin kendi görüşünde olmak zorunda olduğunu hisseder? Bugün benim şirketimde bir seçim yapsak ne çıkar ben bilmiyorum. Herkesin bir fikri olmalı. Ben ülkemin de böyle olmasını istiyorum. Ben evet Cumhurbaşkanı’nı seviyorum. Ama biliyorum merak ediyorsun onu da sormadan yanıtlayayım benim TV8’i almamda etkisi olmamıştır. 

“KARİYERİMDE SİYASETİN TEK BİR İZİ YOK”

Hiç beklentiniz olmadı mı Sayın Erdoğan’dan?

Kariyerimde siyasete dair tek bir iz bulamazsınız. 

TV8’i almanızda hiç mi etkisi olmadı Sayın Cumhurbaşkanı’nın?

Tabii ki yok. Ben 1 share’lik kanala ciddi para verdim. Parayı verdiğim insan da Mehmet Nazif Günal. AK Parti ile bir alakası var mı yok. Mehmet Bey sağ olsun indirim de yapmadı. Bu arada, Mehmet Bey’e de ayrı bir sevgim var, beraber seyahatlere gidiyoruz. Çok iyi bir dostluğumuz var. 



“TAYYİP ERDOĞAN’IN LİDERLİĞİNİ SEVİYORUM”

Arada kaynamasın, Tayyip Bey de sizi çok sevdiğini söylüyor bu arada.

Beni sever, çünkü benim hiçbir beklentim,çıkarım yok. Ben Tayyip Erdoğan’ın liderliğini seviyorum. Yaşı genç olanlar bunu anlamaz. Benim yaşım yetiyor. Ben 1980 ile 2000 yılları arasını iyi hatırlıyorum. 2015’e geldiğimiz şu sürece bakarsak ve o günlerle kıyaslarsak arada büyük fark var. Tayyip Erdoğan’ın ülkeyi yönetebilecek çok doğru bir isim olduğunu düşünüyorum. 

Başkanlık sistemine nasıl bakıyorsunuz? 
Bence tartışılmalı. Halk ne diyorsa o olsun.


 
“BENDEN MİLLETVEKİLİ OLMAZ”

Acun Ilıcalı milletvekili olur mu?  
Ben milletvekillerimizi çok başarılı buluyorum. O işe çok ciddi bir mesai harcanıyor. Konsantrasyonum olmadığı için benden milletvekili olmaz.  

“İLLUMİNATİCİ BİLE DEDİLER”

Bir arada adınız bir arada Fethullahçı’ya çıkmıştı. Şimdi iktidar cemaat kavgası var ne düşünüyorsunuz? 

Hayatımda Fethullah Gülen’i bir kere bile görmedim, hiçbir zaman da yakınlığım olmadı. Çünkü tanımıyorum. Herkes asılsız bir şeyler söylüyor, bir arada adım illuminatici’ye çıkmıştı. Aç interneti bir bak. Popüler olduğunuz zaman hakkınızda çok ilginç, uzaktan yakından ilgisi olmayan iddialar ortaya atılıyor. 

“MEDYARADAR'IN BAĞIMSIZLIĞINI SEVİYORUM”

Son olarak Medyaradar’ı da sorayım size. Nasıl buluyorsunuz? 

Sizde ilgimi çeken en önemli nokta bağımsızlığı. Ben bağımsız kurumlara karşı büyük sempati duyuyorum. Bu özgürlüğün devam etmesini diliyorum. Bu devam ettikçe ben de okumaya devam edeceğim.

Çok ama çok teşekkür ediyorum bu güzel samimiyet ve bunca yoğunluk arasında yine de sözünüzü tutuğunuz için. Söz verip de tutmayan o kadar çok ki. Duygulandırdınız beni…